19 Ocak 2014 Pazar

Sherlock'un Yedinci Sezonu

Bir seyler yazmak istemis, sinirden yazamamistim. Soktaydim. Aglamiyordum, gulmuyordum, sasirmiyordum. Bilgisayar karsisinda mavi ekran veriyordum. Kendimi birden uclu amfiye attim. O zamanlar orada her hafta yeni bir film oynatilirdi. O hafta Volver miydi, Departed miydi, yoksa Das Leben der Anderen miydi? Bilmiyorum. Hatirlamiyorum. Aklim orada degildi. Aklim oradaydi.

Her zaman gazeteci olmak isteyen ben, o gun bu istegimin cok sacma ve tehlikeli olabilecegini hissetmistim. Kimin icin, hangi gayelerle, ne istiyordum? Bunlari bi ara saglam kafa tartmak gerekiyordu. Yurda geldigimde kantinci Hakan Abi bosver, bulurlar diye teselli etti. Babam, oglum bu ulkede idealist olmayin falan dedi. Zaten ben de artik herhangi bir sey olmak istemiyordum. Babama belli etmedim.

Hrant Dink aciyi onurlu sirtlayip tasimaktan bahsederdi. Bu bir soykirim degildir diyen Turk`te de, meselesini unutmayan Ermeni`de de onurlu bir durus bulmaya davet etti. Empati kurun dedi. Onu bu yuzden vurdular. Kaldiramadilar. Hazmedemediler. Semtimizin en guzel abisiydi, gitti.

Bugun yedi yil oldu. Bir sey degismedi. Hrant` in indigi salincak sallaniyor hala. Ben de gecenin bir yarisi Sherlock Holmes bizim topraklarda dedektif olsaydi acaba malulen emekli olur muydu, onu dusunuyorum.




"affetmedi bu ermeni vatandaş 
kürt dağlarında babasının kesilmesini
fakat seviyor seni,
 çünkü sen de affetmedin
 bu karayı sürenleri türk halkının alnına"  

aksam gezintisi, nazim hikmet.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder